Bazofil aktivasyon testi ile çeşitli reaksiyonların immünolojik mekanizma ile olup olmadığını tespit etmede yardımcı olabilmektedir. Bu makale karmaşık olmakla birlikte tıp doktorları için faydalı olabilir.
Bazofil Aktivasyon Testi Nasıl Yapılır?
Bazofiller yüksek afiniteli IgE reseptörünü (FcyRI) eksprese ederler ve böylece yüzeylerinde spesifik IgE (sIgE) antikorları taşırlar ve alerjen bu sIgE / FcεRI komplekslerini çapraz bağladığında degranüle olurlar. Bazofillerin bu degranülasyonu, akış sitometri teknikleri ile saptanabilir ve ölçülebilir
Bazofillerin doğru tanımlanmasına izin veren birkaç yüzey markeri kombinasyonu vardır. CCR3 + / CD3- veya CD123 + / HLA-DR- veya IgE + / CD203c + kombinasyonlarını içerir. Soya özgü bazofil markör CD203c’dir. Bazofiller popülasyonunun kesin olarak tanımlanması, test sonuçlarının geçerli bir yorumu için bir ön koşuldur.
CD63 veya (lizozomal ilişkili membran proteini [LAMP-3]), hücrenin bileşik degranülasyonu sırasında ortaya çıkan bir degranülasyon markırıdır. CD203c veya ektonükleotid pirofosfataz / fosfodiesteraz 3 (ENPP-3), sadece bazofillerin soyuna özgü bir markörü değildir, aynı zamanda bir aktivasyon markeri olarak da işlev görür. Dinlenme bazofılinde CD203c’nin ekspresyonu düşüktür ve aktivasyon CD203c’de hızlı ve belirgin bir artışla sonuçlanır.
Pozitif bir test sonucunun mevcut en iyi tanımı, stimülasyonu takiben aktive edilmiş bazofillerin sıklığına dayanır.
Proteinli alerjenler için, en az% 15 aktifleştirilmiş bazofillerin bir test sonucu, genellikle güvenilir bir kesme değeri olarak kabul edilir.
Bazofil Aktivasyon Testi ve İmmünolojik Mekanizmalar
Alerjik hastalık mekanizmalarını anlamada bazofil aktivasyon testinin başarısının anahtarı, bazofiller tarafından eksprese edilen yüzey proteinlerini karakterize etme yeteneği ve bunların, alerjen stimülasyonu veya provokasyonuna yanıtı nasıl modüle ettiğidir.
Alerjen stimülasyonuna bazofil yanıtı, reseptörlerine bağlanan alerjene özgü IgE’nin özellikleri, yani konsantrasyonu, özgüllüğü, klonalitesi ve alerjen için afinitesi ile modüle edilebilir ve bu immünomodülasyon kanda incelenebilir.
Bazofil aktivasyonu, IgE’den bağımsız bir şekilde meydana gelebilir ve bazofil aktivasyon testi, alerjene aktivasyon mekanizmasını doğrulamak için gerçekleştirilebilir.
Bazofil aktivasyon testi aynı zamanda bazofil düzeyindeki alerji aşısı mekanizmalarını araştırmak için de kullanılabilir. Bu tedaviyle solunum, besin ve venom alerjenlerine alerjisi olan hastalarda bazofil reaktivitesinde ve bazofil duyarlılığında azalma bildirilmiştir.
Bazofil Aktivasyon Testi ve Alerji Aşısı
Dikkat çekici bir şekilde, oral fıstık immünoterapisi sırasında, bazofil reaktivitesindeki azalma, sadece suçlu alerjeni için değil, aynı zamanda bazofil anerjisini düşündüren bir başka alerjen (örneğin yumurta) ve IgE aracılı fakat IgE aracılı olmayan kontroller için de gözlenmiştir.
Ev tozu akarı (HDM) ve pelin otuna duyarlı hale gelen alerjik rinit hastaları üzerinde yapılan bir araştırma, pelin için duyarsızlaştırmaya ulaşılırken, 24 aylık alerji aşısı sonrasında ev tozu akarıe duyarlılığı hiçbir değişiklik görülmediğini göstermiştir.
Bazı çalışmalar alerji aşısıyla immünoglobulin düzeylerindeki değişikliklerle doğrudan ilişkilendirerek bazofil duyarlılığını azaltmıştır. Özellikle, immünoterapiye yanıt olarak serum IgG’sindeki belirgin artış, muhtemelen alerjen bağlanması için rekabet yoluyla bazofil duyarlılığını azaltır. Özellikle IgG4’ün, muhtemelen “immüno-düzenleyici” bir rolü olduğu, alerjik yanıtları inhibe ettiği ve immünolojik toleransı koruduğu düşünülmektedir. Bazofillerin yüzeyindeki reseptörlerden sıyrılan IgE’nin ardından hastanın serumu eklenerek pasif bir duyarlılaştırma BAT’ı kullanılarak Santos ve ark. fıstığa duyarlı fakat toleranslı bireylerde ve oral fıstık immünoterapisi ile tedavi edilen fıstık alerjik bireylerde alerjene özgü IgG4’ün inhibitör rolünü ortaya koymuştur.
Sonuç Olarak
–Bazofil aktivasyon testi çeşitli reaksiyonların immünolojik mekanizma ile olup olmadığını tespit etmede yardımcı olabilmektedir.